28 Mart 2009 Cumartesi

Ayçiçekleri...




Epeydir yazamamışım kendi telaşlarımdan... Baharla beraber iş yoğunluğu da hafif hafif artmaya başladı, telaşlarım çok...


Neyse, bu aralar boyamaya sardırdım, ne bulsam boyuyorum. Elimde ahşap boyanmayı bekleyen tepsilerim vardı, onlarla uğraşıyorum şimdi, bitince sizlerle paylaşacağım. Yanımda çalışan F.in eski bir tepsisi vardı, ne kullanıyorum ne atmaya kıyabiliyorum diye bana verdi boyamam için... Ve işte ilk hali ve ayçiçekleri ile bezenmiş son hali... Yapımı ise basit, akrilik boya ile iki kat boyayın, peçeteyle dekupaj yapın, boyutlu kalem veya nam-ı diğer boncuk boya ile süsleyin en üste de vernik attınız mı tamam... Güle güle kullanın...
Bahar da geliyor ya ayçiçekleri insanın içini açıyor, velhasıl güneşi özlemişiz... Gel bahar gel...

Annem ve Babam...


Ayşe Arman'ı çok beğenirim, kendini ve doğasını doğrudan ifade edişi çok hoşuma gider, açıkçası imrenirim de... Yazılarını ve röpörtajlarını genelde internetten takip ediyorum. Geçen haftaki bir yazısında Ertuğrul Özkök ve eşinden bahsetmiş; gençliklerinde Paris'te Notre Dame kilisesi önündeki havuz kenarında çektirdikleri fotoğrafın aynısını 30 yıl sonra tekrar çektirmişler. Ayşe Arman fikri öve öve bitirememiş. ''Bu nasıl bir zekadır'' diye yazmiş. Ve benim aklıma anneciğimle babacığım geldi.

Annemlerin yazlığının bahçesinde kocaman bir salıncak vardır, kardeşlerimle çocukluğumuz hep üstünde geçti, çok eğlendirmiştir bizi çok... İşte o salıncağın üzerinde ailece 1983 yılında çektirdiğimiz fotoğrafın aynısını 2003 yılında yani tam 20 yıl sonra tekrar çektirmiştik. O fotoğraflar bilgisayarımda yok, ama ilk fırsatta sizlerle paylaşacağım. Yukarıdaki fotoğraf en küçüğümüz, bebeğimiz M.nin sevgili S.ile nişanında çekilmişti, ki çok sevdiğim bir fotoğraftır. Şimdi onlar da taze evliler, cimcimeler...

Babam çok zekidir, çok akıllı, çok pratik zekalıdır. Anneciğim de öyledir, övünmek gibi olmasın :) Biz kardeşlerimle çok şanslıyız bence, böyle iyi kalpli, zeki ve sevecen ailemiz olduğu için...

Ve canım babacığım ve anneciğim, aklınıza sağlık, fikrinize sağlık... Allahım gölgenizden eksik etmesin beni ve kardeşlerimi...

7 Mart 2009 Cumartesi

tutuk ben...


Dün eşimin doğumgünüydü, 19 Şubat anneciğimin, 20 Ocak babacığımın... Ama hiçbirininkini vaktinde bloguma yazamadım. Unutkanlık desem değil, sanki sadece ürettiklerimi yazmam gerekiyormuş gibi geliyordu bazen... Anneciğimin hediyesini sadece geceleri yapabildiğim için uzun sürdü, tığla zincir çekip iğneyle şekil verdim, diktim. Ama keşke aşama aşama fotoğraflayıp bloguma vaktinde koysaydım. Bazen dışa çok kapalıyım, içimi, özelimi açmakta zorlanıyorum. O konuda da blogum yardımcı olacaktır bana, inşallah...
İyi ki doğdunuz sevdiklerim... Annem,Babam,Kocam... Hayat sizlerle güzel... Allahım gölgenizde sağlıkla huzurla bir hayat nasip etsin hepimize...

bugün hava kapalı...

Bugün hava kapalı, gerçi bahar geldi gibi, iki gündür pek bir soğuk yok, ama güneş gözükmüyor. Baharı özledim, yazı, sıcağı özledim... Elimde yapılmayı bekleyen bir dünya şey var, örülecekler, boyanacaklar, velhasıl ilgilenmek lazım, zaman ayırmak lazım, bahara artık...
Bugün komşularım bana ''gastra'' getirdiler. Buranın yerlileri değişik bir köy ekmeği yapıyorlar, tandırda pişiyor belki de, bilmiyorum. Fotoğrafını ekleyecektim ama kızlarla saldırdık, yedik valla... Yanında da turp salatası getirmişler. Yaban turpunun yeşil yapraklarını haşlamışlar, üzerine zeytinyağı gezdirip limon sıkıyorsun, gastrayla beraber yiyorsun. Değişik ama lezzetli birşey... Ellerine sağlık...

6 Mart 2009 Cuma

tığ işi broşlarım

Bunlar da tığ işi broşlarım... Kurdeleden güllerle ve boncuklarla süsledim. Baharda renk renk takmalı bunları...

Yaz geliyor...


Yaz geliyor, tiril tiril elbiselerimiz,bluzlarımız dolaplardan çıkacak, yaşasın...Ve tabi ki aksesuarlarımız süsleyecek kollarımızı,yakamızı...
Sevgili Embir geçenlerde yapmıştı geri dönüşüm bileziklerini. Bunlar da benimkiler, bildiğiniz serum lastiğinden yaptım. Japon yapıştırıcı ile yapıştırıp-silikon veya poligonla yapışmadı- tığla ördüm etrafını... Rengarenk şeker gibi oldular...

4 Mart 2009 Çarşamba

annem...




Benim canım, tatlı, güzel annem... iyi ki doğdun, nice yaşlara, nice yıllara hep beraber...
Hediyelerini yarın kargoya vereceğim, ama bloğuma koymak için senin eline geçmesini bekleyemedim...


19 şubat anneciğimin doğumgünüydü. Hediyesini yetiştiremediğim için yazısı bugüne kaldı. Anneciğimin 4 kuzusunu işledim battaniyeye, tığ işi çiçeklerle süsledim. Sadece akşamları yapabildiğim için biraz oyaladı beni, hediyen gecikti anneciğim, güle güle kullanın babacığımla...
Bu aralar bir de sabunluklara taktım, bloglardan birinde görmüştüm bu fikri, şimdi adı aklımda değil, kusura bakmasın ne olur... Etiketini söküp, peçeteyle dekupaj yaptım, boyutlu kalemle kenarlarını belirginleştirdim.
Hediyelerini umarım beğenirsin anneciğim, doğumgünün kutlu, mutlu olsun...






1 Mart 2009 Pazar

kurdele broşlarım


Kurdeleyle gül yapmaya bayılıyorum. Derya Baykal programında tuvalet kağıdından yapıp, sprey boya ile boyayıp verniklemişti. Sonra da bir yere yapıştırmıştı. Ben de yaprakla süsleyip broş yaptım. Kırmızı olanın alt kısmını da boncuk işledim, ışıltılı olsun diye...

Çiçekli bere





Geçen sene bu bereyi örüp kenara kaldırmışım, geçen akşam elime geçti, tığ işi çiçeklerle ve yapraklarla süsledim, çiçeklerin ortasına kurdele çiçek yapıştırdım. Bakalım beğenecek misiniz?