20 Temmuz 2009 Pazartesi

İki Dirhem Bir Çekirdek...

"KEÇIBOYNUZUNUN Yunanca adı keration, ingilizcede carob, arapçada ise kırrat. Keçiboynuzu tohumu yüzyıllar boyunca elmas ölçmek icin kullanılmış. Elmaslar keçiboynuzu tohumu ile tartılarak satılmış. Bu yüzden keçiboynuzu kırat ya da karat denilen ölçüye adını vermiş. Prof.Dr. Aydın Akkaya şöyle yazıyor: "Keçiboynuzu çekirdeği doğada ağırlığı değişmeyen tek tohumdur... Bütün tohumlu bitkilerden yalnız keçiboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir. Bu hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit ağırlığını aldığı için hem de içine su alma olasılığının çok az ve çok uzun zamana bağlı olduğu içindir. Bu nedenle Araplar, Selçuklular ve Osmanlı döneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır... Dört tanesi bir dirhem eder. Dirhem değişmekle birlikte 3 gr. ağırlığı temsil etmektedir... Satıcı iki dirhemlik bir şey satarken (8 çekirdek) lütfedip 1 çekirdek fazladan eklerse bu, malı alan kişinin itibarını gösterir. Olağandan fazla giyinen, süslenen vb. kişilere de "Iki dirhem bir çekirdek" denmesi bundan kaynaklanmaktadir."

16 Temmuz 2009 Perşembe

Arkadaş... Dost...

Dostlarıma...

Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır, Dost geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır.
Arkadaş senin ağladığını görmez, Dostunun omuzu ise senin gözyaşlarınla ıslanır.
Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir, Dost sana yardım etmek için erken gelir; toparlanman için geç gider.
Arkadaş, onu o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur, Dost neden bu kadar geciktiğini sorar, derdini anlatmak için...
Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür, Dost ise tekrar arar.
Arkadaş senin daima onun arkanda olmanı ister, Dost ise her zaman senin arkandadır.
Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir, Dost zevklerinizi öğrenir ve onlara hitap eder.
Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar, Dost zayıflıklarınızı bilirse örtmeye çalışır.
Arkadaş sizi ikinci görmek ister,Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar.
Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır, Dost sıkıntınız olduğunda size koşar.
Arkadaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız, Dostlarınız size huzur vermeye çalışır.

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Dert ağacı...

Epeydir yazamamışım, yaz telaşı... Gelen bir mail'deki hikayeyi paylaşmak istedim sizlerle... Ben çok beğendim, umarım siz de beğenirsiniz...

Dert Ağacı
Eski çiftlik evini restore etmek için tuttuğum marangoz, işteki ilk gününü zorlukla tamamlamıştı. Arabasının patlayan lastiği onun işe bir saat geç gelmesine neden olmuş, elektrikli testeresi iflas etmiş ve şimdi de eski püskü pikabı çalışmayı reddetmişti. Onu evine götürürken yanımda adeta bir taş gibi oturuyordu. Evine ulaştığımızda beni, ailesiyle tanışmam için davet etti. Eve doğru yürürken küçük bir ağacın önünde kısa bir süre durdu, dalların uçlarına her iki eliyle dokundu. Kapı açıldığında; adam şaşırtıcı bir şekilde değişti. Yanık yüzü tebessümle kaplandı, iki küçük çocuğunu kucakladı ve eşine kocaman bir öpücük verdi. Daha sonra beni arabaya yolcu etmeye geldiğinde; ağacın yanından geçerken merakım daha da arttı. Ona eve giderken gördüğüm olayı sordum. 'O, benim dert ağacım,' dedi. 'Elimde olmadan işimde bazı sorunlar çıkıyor, ama şundan eminim ki o sorunlar evime, eşime ve çocuklarıma ait değil. Bunun için bu sorunları her akşam eve girerken o ağaca asıyorum. Sabahları tekrar onları oradan alıyorum. Ama komik olan ne biliyor musunuz? Ertesi sabah onları almaya gittiğimde, astığım kadar çok olmadıklarını görüyorum ...
'Öfkeyle geçen her dakikanız, mutluluğunuzdan çalınmış 60 saniyedir.'